Tanıtım
Plastik , Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi; tüm vücut yüzeyinde, doğumsal ve edinsel sebeplerle oluşan doku ,organ işlev eksikliklerini onarmayı; şekil ve fonksiyon bozukluklarının düzeltilerek vücut imajının yeniden yapılandırılmasını amaçlayan cerrahi dalıdır.
Plastik, Yunanca "plasticos" tan gelen bir sözcüktür ve "şekillendirmek", "onarmak " anlamlarına gelir. Rekonstrüktif ise Latin kökenli bir sözcüktür ve "yeniden yapmak, yapılandırmak " anlamını taşır. Başka bir deyişle plastik ve rekonstruktif cerrahi, onarım ve yeniden yapma cerrahisidir. Estetik Cerrahi ise , vücut imajının daha güzel ve daha mükemmele ulaştırılmasını amaçlayan ,tıbbi problemlerden ziyade estetik kaygıların ön planda tutulduğu operasyon ve girişimlerle ilgilenen , plastik cerrahi içinde özelleşmiş bir alandır.
Rekonstrüktif cerrahi teknikleri ile ilgili ilk belge Hindistan ‘da MÖ 800 lü yıllara ait olduğu bilinen “Sushruta Samsita “ adlı kitaptır. Zina nedeniyle burnu kesilen kadın ve erkeklere, alın derisinden burun yapılmaya çalışıldığı anlatılmaktadır.Rekonstruktif cerrahi işlemlerinin estetik kaygılarla yapılmaya başlamasının 16. yy a kadar uzandığı bilinmektedir. Plastik cerrahinin atası olarak tanınan Gaspare Tagliacozzi, 1597’de De Durtorum Chirurgia Per Institionem adıyla plastik cerrahi hakkındaki ilk kitabı yazmış ve bu kitabında yine düelloda burnu kopan genç asilzadeye yapılan burun ameliyatından bahsetmiştir. 19. yy da ise Plastik Cerrahi’nin temel prensipleri ve teknikleri yüz dışında diğer bölgelerde de uygulanmaya başlamış; ayrıca önceleri sadece şekil düzeltmek amaçlanırken daha sonra işlevin de önemi kavranarak, hem form hem de fonksiyonun düzeltilmesi temel prensip haline gelmiştir.
Türk-İslam literatüründe ise ilk belge olan Şerafettin Sabuncuoğlu'na (1385-1468) ait ilk basılı '' Cerrahiyetül Haniyye'' (Imperial Surgery) adlı eserde çeşitli plastik cerrahi uygulamalarının çizimlerle anlatıldığı izlenmektedir.Türkiye'de de plastik cerrahinin gelişmesi özellikle 2. Dünya Savaşı'ndan sonra olmak üzere iki büyük dünya savaşından sonra olmuştur. 1961 yılında Türk Plastik Cerrahi Derneği'nin (TPCD) resmen kurulmasından sonra Türkiye'de plastik cerrahi uygulamaları sporadik olmaktan çıkarak sistemli çalışmalar haline gelmiştir.